İsrail Nerede? Tarihi, Dili, Dini, Kültürü

Doğum Tarihi: | 1948 |
---|
İsrail Devleti
מְדִינַת יִשְׂרָאֵל (İbranice)
دولة إسرائيل (Arapça)
İsrail Devleti bayrağı
Bayrak
{{{arma_açıklaması}}}
Arma
Millî marş
Hatikvah
İbranice: הַתִּקְוָה
Türkçe: “Umut”
Süre: 1 dakika ve 15 saniye.1:15
İsrail’in Dünya üzerindeki konumu. İsrail’in işgali altındaki bölgeler açık yeşil ile gösterilmiştir.
İsrail’in Dünya üzerindeki konumu. İsrail’in işgali altındaki bölgeler açık yeşil ile gösterilmiştir.
1967 sınırları
1967 sınırları
Başkent Kudüs (sınırlı tanıma)[fn 1]
31°47′K 35°13′D
En büyük şehir Tel Aviv (Doğu Kudüs sayılmazsa)
32°5′K 34°47′D
Kudüs (Doğu Kudüs sayılırsa)
Resmî dil(ler) İbranice
Tanınan diller Arapça[fn 2]
Etnik gruplar (2022)
%73,5 Yahudi
%21,1 Arap
%5,4 diğer[14]
Dinler (2022)
%73,5 Yahudi
%18,1 Müslüman
%1.9 Hrıstiyan (Arap)
%1.6 Dürzi
%4,9 diğer[14]
Demonim İsrailli
Hükûmet Üniter parlamenter cumhuriyet
• Devlet başkanı
Yitzhak Herzog
• Başbakan
Binyamin Netanyahu
• Knesset başkanı
Amir Ohana
• Yüksek Mahkeme başkanı
Esther Hayut
Yasama organı Knesset
Britanya İmparatorluğu’ndan bağımsızlık
• Deklarasyon
14 Mayıs 1948
• Birleşmiş Milletler’e kabul
11 Mayıs 1949
• Temel Kanunlar
1958-2018
Yüzölçümü
• Toplam
20.770 km2[b] (153.)
• Su (%)
2,12
Nüfus
• 2024 tahminî
10.003.000[15] (93.)
• 2008 sayımı
7.412.200[16][fn 3]
• Yoğunluk
429/km2 (35.)
GSYİH (SAGP) 2023 tahminî
• Toplam
$399,49 milyar[17][fn 3] (50.)
• Kişi başına
$42.570[17] (31.)
GSYİH (nominal) 2023 tahminî
• Toplam
$446,71 milyar[17] (29.)
• Kişi başına
$47.602[17] (19..)
Gini (2018) 34.8[fn 3][20]
orta
İGE (2022) artış 0.919[21]
çok yüksek · 22.
Para birimi Yeni İsrail şekeli (₪, ILS)
Zaman dilimi UTC+02:00 (İSS)
• Yaz (YSU)
UTC+03:00 (İYS)
Trafik akışı sağ
Telefon kodu 972
ISO 3166 kodu IL
İnternet alan adı .il
Resmî site
gov.il
^ Kudüs, birkaç ülke tarafından başkent olarak kabul edilmektedir. Knesset ve bakanlıkların çoğu Kudüs’te yer alırken diğer idari binalarsa Tel Aviv’de bulunmaktadır.
^ 20.770 Yeşil Hat dahildir. 22.072 Golan Tepeleri ve Doğu Kudüs’ü içerir.
İsrail (İbranice: יִשְׂרָאֵל; Arapça: إِسْرَائِيل), resmî adıyla İsrail Devleti (İbranice: מְדִינַת יִשְׂרָאֵל, Medinat Yisra’elⓘ), Batı Asya’da Akdeniz’in güneydoğu kıyısında ve Kızıldeniz’in kuzey kıyısında yer alan ülkedir. 14 Mayıs 1948’de, David-Ben Gurion öncülüğünde Tel-Aviv’de toplanan Yahudi Millî Konseyi kuruluşunu ilan etmiştir. Kuzeyinde Lübnan, kuzeydoğusunda Suriye, doğusunda Ürdün, güneybatısında Mısır ve hem batı hem de doğusunda sırasıyla Filistin toprakları olan Gazze Şeridi ve Batı Şeria ile komşudur.[22] Görece küçük yüzölçümü içerisinde coğrafi olarak çeşitli farklılıklar görülmektedir.[23][24] Ülkede ekonominin ve teknolojinin merkezi Tel Aviv iken idari merkez ve ilan edilmiş başkent Kudüs’tür;[25][26] ancak devletin Kudüs üzerindeki egemenliği tam olarak tanınmamaktadır.[27][28][29][30]
İsrail toprakları, hominidlerin Afrika dışındaki ilk göç noktalarından biriydi.[31] Orta Tunç Çağı’ndan itibaren Kenan kabileleri bu bölgede yaşarken[32][33] Demir Çağı’nda İsrail Krallığı ve Yehuda Krallığı kuruldu.[34][35] MÖ 720 yıllarında Yeni Asur İmparatorluğu, İsrail Krallığı’nı yok etti.[36] Yehuda Krallığı ise sırasıyla Babil, Pers ve Helen imparatorlukları tarafından ele geçirildi ancak Yahudi özerk statüsüyle varlığını korudu.[37] Makkabi İsyanı sonucunda MÖ 110 yılından itibaren bağımsız bir Haşmonayim Krallığı kurulsa da krallık önce MÖ 63’te Roma Cumhuriyeti’nin vasal devleti hâline geldi, ardından MÖ 37’de bölgeye merkezden Hirodes Hanedanı yönetici olarak atandı ve MÖ 6’da Yahudiye adıyla bir Roma eyaleti şeklinde yeniden yapılandırıldı.[38][39] Yahudiye, başarısız Yahudi İsyanları’na kadar bir Roma ili olarak kaldı ancak isyanlar sonucunda Romalı yöneticiler şehri yakıp yıktı, Yahudi nüfusu şehirden sürdü ve bölgenin adını Suriye Filistini olarak değiştirdi.[38][40][41] Bunun ardından bölgedeki Yahudi varlığı yüzyıllar boyunca belirli bir ölçüde devam etti. MS 7. yüzyılda Levant, Araplar tarafından Bizans İmparatorluğu’ndan alındı ve 1099’da Birinci Haçlı Seferi’ne kadar bölgedeki Arap hakimiyeti sürdü. 1187’de Eyyubiler ile birlikte yeniden Müslümanlar bölgenin hakimi oldu, ardından 13. yüzyıldan itibaren Memlükler hakimiyet alanlarını Mısır’dan itibaren bu bölgeye kadar genişlettiler. 1517’de Osmanlı İmparatorluğu, Memlükleri yenerek bölgeyi ele geçirdi ve Osmanlı hakimiyeti imparatorluğun I. Dünya Savaşı’nda dağılışına dek devam etti. 19. yüzyılda Yahudi ulusal uyanışıyla birlikte diasporada Siyonist hareket ortaya çıktı, böylece Osmanlı Suriyesine ve sonrasında Birleşik Krallık’a bağlı Filistin Mandasına göç dalgaları başladı. İki dünya savaşı arasında Yahudiler bölgeden toprak satın alarak nüfus bölgesini genişletti. 1930’larda parayla alınan toprakların %25’e yakını Filistinlilerden, %50’den fazlası diğer toprak sahiplerinden, %25’e yakın diğer kısmı ise fellahlar ve hükûmetten satın alınmıştı.
1947’de Birleşmiş Milletler’in hazırladığı Filistin Paylaşım Planı ile bölgede bağımsız Arap ve Yahudi devletleri ile uluslararası Kudüs yönetiminin kurulması istendi. Kabul edilmesi durumunda 400.000 Arap sivili İsrail toprakları içerisinde bırakacak olan ve Filistin topraklarının yalnızca %7’sinin sahibi olmalarına rağmen Yahudilere bölgenin %56’sını veren planı Yahudi Ajansı kabul ederken Arap liderler reddetti.[42][43][44][45][46] Sonraki yıl Yahudi Ajansı, İsrail Devleti’nin bağımsızlığını ilan etti ve hemen peşinden başlayan 1948 Arap-İsrail Savaşı sonucunda İsrail eski Filistin Mandası topraklarının büyük çoğunluğunu elinde tutarken komşu Arap ülkeleri ise Batı Şeria ve Gazze’yi ele geçirdi.[47] Bu süreç sırasında, bir Yahudi devletinin varlığını sağlamak için; 700.000’den fazla Filistinli topraklarından kovuldu veya Deir Yasin Katliamı’ndan sonra oluşan korku ortamı nedeniyle kendileri kaçtı, 400 ila 600 Filistin köyü yok edildi ve geriye kalanların adları “İbraniceleştirildi”, Filistinlilerin topraklarına geri dönme hakkına engel olundu, milyonlarca kalıcı Filistinli mülteci oluşturuldu ve “Filistin toplumu imha edildi”.[48][49][50] Bu tarihten sonra İsrail ile Arap ülkeleri arasında birçok savaş çıktı; İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan itibaren Batı Şeria, Gazze Şeridi (2005’teki geri çekilmeye rağmen birçok hukukçu hâlâ işgal altında olduğunu kabul ediyor) ve Golan Tepelerini işgal etti.[51][52][53][fn 4] Kendi idaresini Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri’ni içine alarak genişletse de bunu Batı Şeria’da gerçekleştiremedi.[54][55][56][57] İsrail’in Filistin topraklarını işgali, modern zamanların en uzun işgalidir.[fn 4][59] Bu işgal boyunca; İsrail kuvvetleri, işkence, yerinde infazlar ve diğer cinayetler, sivil katliamları, Filistinli sivillere yönelik zaman zaman bir soykırım olarak tanımlanan sistematik kötü davranışlar, bu eylemleri işleyenlerin cezasız bırakılması[60][61][62][63][64][65][66] ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ihlal edilmesi[67][68][69][70] gibi çeşitli suçları işlenmekle suçlanmış ve bu suçların İsrail tarafından işlendiği Uluslararası Af Örgütü,[61] İnsan Hakları İzleme Örgütü,[71] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi,[72][73] ve hatta B’Tselem[74] ile Breaking the Silence[75] gibi bazı İsrailli insan hakları örgütleri dahil, birçok büyük insan hakları örgütü tarafından belgelenmiş ve kınanmıştır. Filistin–İsrail çatışmasını bitirme çabaları hâlen daha nihai bir barış anlaşmasına yol açmamıştır ancak, İsrail ile Mısır ve Ürdün arasında barış anlaşmaları imzalanmıştır.
Uzun ve dar bir şekle sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda olup en geniş bölgesi yaklaşık 135 km’dir. Sınırları ve ateşkes hatları içerisinde kalan toplam yüzölçümü 27.817 km2’dir. İsrail, yaklaşık 10 milyonluk nüfusuyla, çeşitli din, kültür ve sosyal geleneklere sahip insanları bir araya getirmiştir. Para birimi Yeni İsrail şekelidir. Ayrıca 2023 yılı itibarıyla dünyadaki en büyük 29. ekonomiye sahiptir[17] ve aynı zamanda İnsani Gelişme Endeksi’nde Orta Doğu’da ilk sırada yer alır.[21] Asya’da ise beşinci sıradadır.[76] Basın Özgürlüğü Endeksi’nde İsrail 86. sıradadır.[77]
Etimoloji
Yaratılış Kitabı’na göre Yehova, insan silüetinde Yakup’a görünür. “Yakup yalnız başına kaldı ve bir adam onunla güreşti. Yakub’un uyluk başı incindi, bırak gideyim, gün doğuyor, dedi. Güreşen tanrıydı ve dedi: Beni mübarek kılmadıkça seni bırakmam, çünkü sen Allah’ı yendin, artık sana Yakub değil İsrail denecek.” Tanrıyla Güreşen anlamına gelen İsrail (יִשְׂרָאֵל, Yiśrāʾēl) adıyla kutsar.[78] Böylece Yehova tarafından Yakup’un adı artık ‘İsrail’ olur. Bu nedenle Yakup’un soyundan gelenlere İsrailoğulları denir. Bu olaydan sonra Yakup, Mısır’a göçtüğünde sülalesi İsrailliler olarak anılır. Günümüzde İsrail Devleti’nin adı ise bu olaydan gelir.
Tarih
Ana madde: İsrail tarihi
Avrupa’daki Yahudiler, 19. yüzyılın ikinci yarısında devlet kurma çalışmalarına başladılar. Arz-ı mev’ut (vaadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce Büyük Britanya’da görülür. 1848’de Britanya hükûmeti bir genelgeyle Filistin’deki konsoloslarını Yahudilerin himayesine verdi. 1870’te Yahudi faaliyetlerinin merkezi Büyük Britanya’dan Rusya’ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de bir ‘Yahudi devletinin’ kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Herzl, Büyük Britanya gibi güçlü bir ülkeyi arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Herzl bu kapsamda II. Abdülhamit ile iki kere görüştü ve bu görüşmeler sonucunda Filistin’de Siyonizm sonrası ilk Yahudi yerleşimleri kuruldu.[79] Siyonistler, devlet olabilmeleri için bir tarım sınıfına ihtiyaçları olduğunu fark ettiler, bununla birlikte Avrupa Yahudilerinin neredeyse tamamı ticaretle uğraşıyordu, Rusya’da ise tarımla uğraşan Yahudiler bulunuyordu. Bu dönemde Rusya’da, Yahudilere karşı -özellikle çiftçi Yahudilere- pogromlar olarak bilinen bir dizi katliam yapıldı. Katliamlara maruz çiftçi Yahudilere, Siyonistler tarafından ülkeyi terk edip Filistin’e yerleşmeleri teklifi yapıldı. 1870 yılından itibaren çiftçi Yahudiler Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri kurmaya başladılar. Bununla birlikte, Rusya’yı terk eden Yahudilerin birçoğu ABD’ye göçtü. 1870-96 yılları arasında Eretz İsrail’de on yedi tarım kolonisi kuruldu.
I. Dünya Savaşı sırasında, NILI gibi Osmanlı İmparatorluğu ve Filistinlilere karşı İngilizlerle işbirliği yapan Siyonist oluşumların çabalarının sonucuyla, 2 Kasım 1917’de Büyük Britanya dışişleri bakanı Arthur Balfour’un girişimiyle başlayan Balfour Deklarasyonu süreci başladı. Milletler Cemiyeti 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı.
Bundan sonraki yıllarda Siyonistler dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bulunan Yahudi topluluklarını -devlet kurabilmek için etkili bir nüfus oluşturmak gayesiyle- Filistin’e göçmeleri için ikna etme çabalarına girişti. Nazi Almanyası’nın 1930’lardan 1940’ların ortalarına kadar Yahudilere soykırım uygulamaya başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagana, Filistin’e göç konusunda İngiltere’nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti, King David Oteli bombalı saldırısı gibi çeşitli terör eylemlerinde yüzlerce sivili öldürdü ve Filistin’de Arap sivillere yönelik katliamlara girişti. Filistin yönetimi ise Nazi liderliği ile işbirliğine girişti. Bu amaçla Kudüs müftüsü Almanya’ya birçok ziyarette bulundu.
Birleşmiş Milletler Paylaşım Planı (1947)
Filistin’e de gizli Yahudi göçleri düzenlenmeye başlandı. II. Dünya Savaşı’nın Müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin problemi son safhasına ulaştı. Britanya’dan daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin yardımını sağladıktan sonra, Filistin problemini Birleşmiş Milletler’e götürüp, problemin çözülmesini istedi. BM, Kasım 1947’de Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Yahudiler bu kararı kabul etti; Araplar ise, 400.000 Arap sivili İsrail toprakları içerisinde bırakacak olması ve Filistin topraklarının yalnızca %7’sinin sahibi olmalarına rağmen Yahudilere bölgenin %56’sını vermesi nedeniyle planı reddetti. Kudüs şehrine ise BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Aynı sorunların devam etmesi nedeniyle bu çözüm de Arapları tatmin etmedi. Bu yüzden ilk İsrail-Arap savaşı olan İsrail-Filistin Savaşı başladı.
David Ben-Gurion İsrail Devletinin Kuruluşunu İlan Ediyor. (14 Mayıs 1948)
14 Mayıs 1948’de BM paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi. Aynı gün, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler. 1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin her biri (o dönemden beri İsrail’le müzakere masasına oturmayı reddeden Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma uyarınca sahil şeridi, Celile ve tüm Necef İsrail’e, Yehuda ve Samiriye (Batı Şeria) Ürdün’e, Gazze Mısır yönetimine ve Kudüs’ün ise Eski Şehir’in de dâhil olduğu doğu kısmı Ürdün’e, batısı da İsrail’e bırakıldı.
Bu süreç sırasında, bir Yahudi devletinin varlığını sağlamak için; yeni kurulmuş olan IDF ve diğer Siyonist oluşumlar tarafından 700.000’den fazla Filistinli topraklarından kovuldu veya Deir Yasin Katliamı’ndan sonra oluşan korku ortamı nedeniyle kendileri kaçtı, 400 ila 600 Filistin köyü yok edildi ve geriye kalanların adları “İbraniceleştirildi”, Filistinlilerin topraklarına geri dönme hakkına engel olundu, milyonlarca kalıcı Filistinli mülteci oluşturuldu ve “Filistin toplumu imha edildi”.[48][49][50] Uluslararası Af Örgütü,[61] İnsan Hakları İzleme Örgütü,[71] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi,[72][73] ve hatta B’Tselem[74] ile Breaking the Silence[75] gibi bazı İsrailli insan hakları örgütleri dahil, birçok büyük insan hakları örgütü tarafından rapor edildiğine göre; İsrail kuvvetleri Filistinlilere işkence, yerinde infazlar ve diğer cinayetler, sivil katliamları, Filistinli sivillere yönelik zaman zaman bir soykırım olarak tanımlanan sistematik kötü davranışlar, bu eylemleri işleyenlerin cezasız bırakılması[60][61][62][63][64][65][66] ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ihlal edilmesi[67][68][69][70] gibi çeşitli suçları işleyerek Filistin halkına baskı uygulamaya devam etmektedir.
2020’de Kudüs’ün yeni başkent olarak ilan edilmesi yeni bir gerginlik yarattı ve çoğu ülke bunu tanımadı. Günümüzde Kudüs’ün başkent olmasını resmî olarak tanıyan BM üyesi devletler Avustralya (Batı Kudüs),[1] Rusya (Batı Kudüs),[80] Çekya (Batı Kudüs),[81] Honduras,[82] Guatemala,[83] Nauru,[84] ve Amerika Birleşik Devletleri’dir.[85]
Coğrafya
Ana madde: İsrail coğrafyası
CelileÜrdün
VadisiNegevLevant Denizi
(Akdeniz)Taberiye GölüÖlü
DenizAkabe
KörfeziBatı
ŞeriyaGazzeLübnanSuriyeÜrdünMısır
Batı Şeria ve İsrail
İsrail, Orta Doğu’da Doğu Akdeniz kıyısındadır. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneybatısında Sina Yarımadası ve Gazze vardır. Ülkenin güney bölgesi, Necef Çölü’nden meydana gelir. Kuzeydoğu kesimi ise Şeria Hendeğine açılır. Güneydoğuda dik yükseltiler vardır. Lut Gölü bu bölgededir. Akdeniz kıyı bölgesinin kuzey bölümü Yafa’dan Karmel Dağına kadar uzanarak Şaron Ovası adını alır.
Kermil Dağı’nın doğusunda Kişon Irmağı vadisi boyunca uzanan Esdradelon Ovası yer alır. Ova, Taberiye Gölü’ne kadar uzanır. Şeria Nehri buradan geçerek deniz yüzeyinden 394 m aşağıdaki Lut Gölüne dökülür. Lut Gölü’nün yalnızca güneybatı sahili İsrail’indir. İsrail’in doğu bölgeleri dağlıktır. Buralar Şamiriye ve Yahudiye tepelerinden Necef Dağı’na kadar uzanır. İsrail’in en yüksek noktası 1208 m’lik Nyron Dağı, Taberiye Gölü’nün kuzeybatısındadır. Golan Tepeleri de kuzeydoğudadır. Şamiriye ve Yahudiye tepeleri üzerinde Kudüs’ün bulunduğu yaylanın bir kısmı yer alır.
İsrail’in en verimli ve değerli maden yatakları, Lut Gölü bölgesinde bulunan potasyum, sodyum, magnezyum ve tuz kaynaklarıdır. Bakır, kaya fosfatları, manganez, cam toprağı, kaolin, demir cevheri, petrol ve tabii gaz Necef’te bulunur.
Köppen iklim sınıflandırmasına göre İsrail’in iklimi
İklim ve doğal hayat
İsrail’in kıyı kesimleri ve kuzeyi, Köppen iklim sınıflandırmasına göre Akdeniz ikliminin (Csa), güney kısımları çöl ikliminin (BWh ve BWc) etkisi altındadır, bu iki iklim arasında ise yarı kurak iklim (BSh) hakimdir. Yazları kurak ve sıcak geçer. Yağmur ancak aralık, ocak ve şubat aylarında yağar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması yazın 24-32 °C arasında, kışın ise 7 ile 16 °C arasındadır. Bu ortalama Necef Çölü’nde 38 °C’yi aşar. Golan Tepeleri’nde ise yağışlı karasal iklim (Dsb) hakimdir.[86]
Ülke topraklarının yarıdan fazlasını meydana getiren Necef Çölü, çorak volkanik engebelerle sınırlanmış, geniş bir bozkır ovasıdır. Batı kesiminde kuru yaylalar bulunur. Galilea ve Carmel’in yüksek tepeleri Halep çamları ve meşe ağaçları ile kaplıdır. En tipik bitki örtüsü Akdeniz makileridir. Akdeniz kıyı bölgesi verimli ve yeşilliktir. İsrail’de hızlı bir ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Yabani hayvanlarının soyu gittikçe azalmıştır. Çok çeşitli kuş türleri vardır.
Siyaset
İsrail, genel oy hakkının bulunduğu parlamenter bir demokrasidir. Devlet Başkanı -(İbranice: Nasi) yedi yılda bir Knesset (Meclis)’in çoğunluğunun oyu ile seçilir. Devlet Başkanı genellikle törensel ve resmî görevleri yerine getirir ancak af yetkisi gibi yürütme yetkilerine de sahiptir. Başbakanlığa; Devlet Başkanı tarafından çoğunluğu kazanan partinin lideri seçilir. Hükûmete parlamento dışından bakan tayin edilebilmektedir. 120 üyesi olan meclisin seçim sistemi Nispi Temsildir ve en düşük oy verme yaşı 18, en uzun hükûmet dönemi ise 4 yıldır. Ayrıca ülkedeki seçim barajı oyların %3.25’i olup, İsrail yaklaşık olarak 32 yıldır koalisyon ile yönetilmektedir.[87]
19 Temmuz 2018’de, İsrail Parlamentosu, İsrail Devletini temelde “Yahudi Halkının Ulus Devleti” olarak nitelendiren ve İbraniceyi resmî dil ilan eden bir temel yasayı kabul etti. Yasa, Arapça ‘ya “özel statü” veriyor. Aynı yasa yalnızca Yahudilere, kendi kaderini tayin hakkını verdi ve ayrıca ülkedeki Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesini ulusal çıkar olarak tanımlayarak, hükûmeti “bu çıkarı teşvik etmek, ilerletmek ve uygulamak için adımlar atma” yetkisi veriyor.[88][89][90]
Askeriye
IAI Lavi, askeri teknoloji gösterisinde
İsrail, yalnızca Umman ve Suudi Arabistan’ın gerisinde olmak üzere GSYİH’sine oranla en yüksek savunma bütçesine sahip ülkedir.[91] İsrail Savunma Kuvvetleri, İsrail özel kuvvetlerinin tek askeri kanadıdır ve Genelkurmay Başkanı kabinenin alt-yönetimi ile “Ramatkai”nin başıdır. İSK, kara, hava ve deniz kuvvetlerinden oluşur. 1948 Arap-İsrail Savaşında ülkenin kurulmasından önce -Haganah önderliğinde- paramiliter grupların birleştirilmesi ile kuruldu.[92] İSK ayrıca Mossad ve Shabak ile çalışan Askeri Haberalma Yönetiminin (Aman) kaynaklarından yararlanır.[93] Kısa tarihinde, birçok büyük savaş ve sınır çatışmaları olan İsrail Savunma Kuvvetleri dünyanın en deneyimli ordularından biri olmuştur.[94][95]
Çoğu İsrailli orduya 18 yaşında katılır ve erkekler 3 yıl, kadınlar 2 ila 3 yıl hizmet eder.[96] Zorunlu hizmetten sonra, İsrail erkekleri yedek kuvvetlere katılır ve genellikle kırklı yaşlarına dek yılda birkaç hafta görev yaparlar. Çoğu kadın ise yedek görevden muaftır. İsrailin Arap vatandaşları (Dürziler dışında) ve tam zamanlı dini eğitim alanlar da askeri hizmetten muaftırlar; Yeshiva öğrencilerinin bu muafiyeti yıllarca tartışma konusu olmasına rağmen.[97][98] Çeşitli nedenlerle askeri hizmetten muaf olmak isteyenler için hastane, okul ve sosyal yardımlaşma hizmetlerini içeren Sherut Leumi veya ulusal servis bir alternatif oluşturur.[99] Zorunlu askerlik programının bir sonucu olarak, İSK yaklaşık 176.500 aktif asker ve ek olarak 445.00 yedek ile hizmet verir.[100]
Merkava tankları 1979’dan beri hizmettedir. Bu Mk 4 Merkava aktif koruma sistemi ile donatılmıştır.
Ulusal ordu, ağırlıklı olarak ülke içinde dizayn edilip üretildiği kadar ithal de edilen yüksek teknolojili silahlara dayanır. 1967’den beri özellikle Birleşik Devletler kayda değer miktarda askeri yardım yapmıştır; 2013-2018 yılları arasında yıllık 3,15 milyar Dolarlık yardım yapması beklenmektedir.[101][102] Arrow (Ok) füzeleri dünyanın az sayıdaki operasyonel anti-balistik füze sistemlerinden biridir.[103] İsrail’in Iron Dome (Demir Kubbe) anti-füze hava savunma sistemi, Gazze Şeridindeki Filistinli militerlerin ateşlediği binlerce Kassam, 122 mm Grad ve Fajr-5 ile ağır roket saldırıları karşısında dünya çapında takdir topladı.[104][105]
Yom Kippur Savaşından itibaren İsrail, Casus uydu iletişim ağı geliştirdi.[106] Ofeq programının sonucunda İsrail bu tür uyduları yerleştirebilen dünyanın yedi ülkesinden biri oldu.[107] Kuruluşundan beri İsrail GSYİH’nin önemli miktarını savunmaya harcadı.[108] Örnek olarak 1984’te bu miktar GSYİH’nin %24’ydü. 2006’da ise %7,3’e düştü.[23]
İsrail’in geniş ölçüde kimyasal ve biyolojik kitle imha silahlarına sahip olduğuna inanıldığı gibi nükleer silahlara sahip olduğuna da inanılır.[109][110] İsrail, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nı imzalamamıştır[111] ve nükleer silah kapasitesi hakkında kasıtlı belirsizlik politikasını uygulamaktadır.[112] İsrail Irak’ın Scud füzeleri ile saldırıya uğradığı 1991’deki Körfez savaşı sonrası, Merkhav Mugan olarak adlandırılan kimyasal ve biyolojik maddeleri geçirmeyen takviye güvenlik odalarını İsrail’deki tüm evler için zorunlu kılmıştır.[113]
İsrail sürekli olarak çok düşük puan aldığı Küresel Barış Endeksi sıralamasında, 2011 verilerine göre 153 ülke içinde 145. sıradadır.[114]
İsrail dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biridir, 2007’de 4. en büyük silah ihracatçısı olmuştur.[115] İsrailin ihraç ettiği silahların büyük çoğunluğu güvenlik nedenleri ile rapor edilmez.[116]
E-posta hesabınız yayımlanmayacaktır.Tüm alanların doldurulması gerekmektedir.